YıLdız Foruma HoşgeLdiniz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
YıLdız Foruma HoşgeLdiniz

iyi vakit geçirmeniz diLeğiyLe
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 bir hayat yetmedi seni sevmeye...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
RapunZeL
Süper Moderotor
Süper Moderotor
RapunZeL


Kadın Mesaj Sayısı : 896
Yaş : 33
Nerden : İstanbuL
Lakap : *Tavsan Disli*
Kayıt tarihi : 02/09/08

bir hayat yetmedi seni sevmeye... Empty
MesajKonu: bir hayat yetmedi seni sevmeye...   bir hayat yetmedi seni sevmeye... EmptyCuma Eyl. 05, 2008 1:36 am

bir hayat yetmedi seni sevmeye... 1vk5dv6

(1999 yılında yaşanan bir olay üzerine...)

Her
şey güzel olacaktı. Sen, ben ve hayatımız…Hayallerimiz ve hedeflerimiz… Seni
tanıyıp sevdiğimden sonra yaşamım adına verdiğim sözler... Hepsi çok güzel
olacaktı, sen de olsaydın...


Seni tanımak bana hayatı tanımak gibi
geldi. Seni tanımak, seni yaşamak, beraber olmak her şeyden güzeldi. Sonra
seninle bu beraberliği ömür boyu sürdürmeye karar verdik. Daima mutlu olacağız
ve birgün gelip ölüm ayırsa bile birbirimizi unutmayacağız diye nikâh memuruna
söz verdik. Önce kilometre taşımdın, artık hayat arkadaşım...

Henüz üç
aydır seninle aynı evi paylaşıyordum. Henüz üç aydır seninle kitap okuyor, çay
içiyor ve hayata aynı pencereden bakıyordum. Evet, henüz üç aydır seni seninle
paylaşıyor ve henüz üç aydır ‘yaşıyordum’.

Mutluydun... Bunu biliyor ve
görüyordum. Senin mutluluğun beni de mutlu ediyordu. Seninle sevginin tılsımını
çözmüştük... Evet ebedî bir sevginin kaynağının ‘birbirine bakmak’ değil,
‘birlikte aynı yöne bakmak’ olduğunu anlıyorduk... Senin en baştan beri kalıcı
güzelliklere olan bağlılığındı seni bana sevdiren. Kalbinin Eyyub semtine
koyduğun Allah sevgisi dalga dalga yayılıyordu etrafa. Gecen, gündüzün hep o
sevgiyle aydınlanıyordu sanki. Huzurluyduk... Ve yuvamızın huzur kaynağı belki
de senin geceleri sessizce yaptığın o dualardı.

Ta ki o geceye
kadar…

Hatırlarsın o 17 Ağustos gününü... Seninle alışverişe çıkmış, epey
yürüdükten sonra dönüşte annenlere uğramıştık. Onların dualarını almıştık ‘iki
dünya mutluluğu’ adına... Bulaşıcı bir yanı vardı mutluluğun, bizi görenler de
nerdeyse biz kadar mutlu oluyorlardı. Eve geç dönmüştük... Yorgun olmamıza
rağmen uyumaya pek niyetimiz yoktu... Sen birer kahve yaptın ve uzun uzun sohbet
ettik. Önümüzdeki günler hakkında, hedeflerimiz adına, niyetlerimiz adına
konuştuk. Etrafımızdaki insanlara daha çok nasıl faydamız olur, bildiklerimizi
nasıl daha çok anlatabilir, bilmediklerimizi nasıl daha iyi anlayabiliriz diye
düşündük birlikte... O gece bir kez daha inandım seni tanıdıkça sevdiğime ve
bilmenin sevginin başlangıcı olduğuna...

Saate bakmıştım bir an, 3’e
geliyordu. “Artık uyumalıyız” diye düşündüm... Sen her gün biraz okuduğun başucu
kitabından birkaç sayfa okumak istedin. Ben ise tam sana iyi geceler
dilemiştim... İşte o an... Ömrümde ilk defa duyduğum o uğultu koptu. Hiç
bilmediğim bu uğultu, korkunç bir sallantıya dönüştü. Bu neydi Allah’ım...
Sehpanın üzerindeki bardağı bile anında yere fırlatan bu sarsıntı neydi? Evet,
bunu kabullenmek gerekiyordu, bunun adı depremdi... Gözlerindeki mananın adı ise
korku…Hemen elinden tuttum, ayağa kalkıp kapının eşiğine gittik ama boşunaydı
çabalarımız... Sallantı toz bulutu haline gelmişti. Biz dışarı çıkmadan tavan
üzerimize çökmüştü. Ben senin üzerine düştüm, portmanto ise benim üzerime... Ve
sen acı çekiyordun. Çünkü kırılan camlar bacağına batıyor, üstüne üstlük ben de
hareket edemiyor ve sana acı veriyordum. Sen o kadar ince ruhluydun ki,
ağlayarak benim canımı sıktığını söylüyordun. Eğer şimdi burada olsaydın, asıl
böyle söyleyerek canımı sıktığını anlatırdım sana.

On sekiz saat bizi
fark etmelerini, feryadımızı duymalarını bekledik. On sekiz saat birbirimizin
ellerini tutup birbirimize teselli verdik. O onsekiz saatin bir dakikasında bana
“ Eğer, ölürsem, seni orada bekleyeceğim.” dedin. Ve onsekiz saat, kimbilir
belki de onsekiz ölümü bekledin.

Aradan dört gün geçmişti. Şehir o şehir
değildi. İzmit bambaşka bir mekan olmuştu. Ben felaketi biraz olsun atlatmıştım.
Sen ise kötüydün. Doktor, senin bacağının kesileceğini söyledi. Ben bunu duyar
duymaz ikinci bir depremle dünya başıma yıkıldı sandım. Ama sen hâlâ
gülümsüyordun. Sen nasıl bir insandın? Ne dünyaya ne de dünyalığa önem
veriyordun. Senin için maddenin ve kaybedecek olduğun bir bacağın hiç önemi yok
muydu? Hatta hayatta kalmanın bile...

Sekizinci gündü... Bir kibrit
kutusu gibi yıkılan evler, evlerin altında kalan canlar, ümitler.. Çığlıklar,
“Sesimi duyan var mı?” lar.. İsyanlar, sabırlar... Nice hikâyeler, mucizeler ve
gönüllerde derin bir fay hattı... Şehirde keskin bir ceset kokusu ve insanlarda
büyük bir hüzün hakim... Boş arsalar kireçlenmiş toplu mezarlarla dolu... Evini,
annesini, kendisini kaybetmiş insanlar... İnsanların dilinde tek kelime:
“deprem”...

Benim elimde, senin en çok sevdiğin çiçek, naif bir kırmızı
gülle senin mezarının başındayım. Ne sen varsın yanımda, ne de ellerin
avuçlarımda... Sen gittin, geride hüzün... Sen gittin, geride ben, hayallerimiz…
Ve sen gittin, geride dolu dolu yaşanmış üç ay…

Şimdi omzumu sıvazlayan
eller, “ Bırakma kendini. Unutur, yeni bir yuvayla yine mutlu olursun diyorlar.”
Asla!.. Sen bana o zor dakikalarda ne demiştin? Biz seninle bizden ötelere
sevdalanmıştık. Şimdi senin mezarının başındayım ve seninleyim. Bu bize yeter...
Ey benim ötelerdeki eşim ve eş ruhum, bana “unutursun” diyenlere sadece acı bir
tebessümle bakıyorum... Biz seninle senden ve benden öteleri aradık. Sen buldun
aradığını.. Ben ise yoldayım hala.. İmtihanın bu en zor sorusunda sabır
diliyorum Rabbimden. Ne olur, seni sevdiğimi, her an dua ettiğimi ve sana
kavuşacağım günü şafak sayar gibi beklediğimi bil. Vekillerin en güzeline emanet
ol...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.yildizforum.yetkinforum.com
 
bir hayat yetmedi seni sevmeye...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Zulme Direnmektir Hayat

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
YıLdız Foruma HoşgeLdiniz :: Aşka Dair Herşey :: Aşk Hikayeleri-
Buraya geçin: