8 Soruda Gebelikte Migren
1. Gebeliğin migren ataklarını arttırıcı veya azaltıcı etkilesi
var mıdır?
Migren ve cinsiyet hormonları arasında bir ilişki
olduğu bilinmektedir. İlk adet, adet dönemleri, doğum kontrol ilaçları
kullanımı, gebelik, menapoz ve hormon replasman(yerine koyma) tedavileri kandaki
östrojen düzeylerini etkileyerek migren üzerinde etkili olmaktadır.
Östrojenin yükselmesi veya belli bir seviyede süreklilik göstermesinin
gebelerde migrenin iyileşmesi veya atakların azalmasını sağladığı
düşünülmektedir. Ancak bu mekanizma bazı gebelerde migren ataklarında kötüleşme
veya yeni migren başlaması gibi durumları açıklamamaktadır.
Östrojenin hızlı
düşmesinin adet dönemi ve doğum sonrası migren ataklarından sorumlu olabileceği
düşünülmektedir.
Migren hastası gebelerde özellikle 2.ve 3. üç aylık
periyodlarda migren ataklarında %80’lere ulaşan tam iyileşme veya azalma
oranları olabilir. Bu azalmanın özellikle adet dönemiyle ilişkili migren
atakları olanlarda ve aurasız(ağrı öncesi veya sırasında ortaya çıkan öncül
belitiler olmayan hastalar) migrenlilerde daha fazla gözlenmektedir. İkinci 3
aylık periyodda şiddetli gebelik kusmalarının veya gebelikle ilgili bir
problemin olması iyileşmesine engel olabilir.
Gebelerin ortalama %2-4’ünde
“yeni migren” ortaya çıkabilir. Migren hastası bir gebede doğum sonrası
özellikle ilk bir hafta içinde atak görülme olasılığı %50 civarındadır. Migrenin
tekralaması doğum sonrası emzirme yapmayan migrenli annelerde daha sık
olabilmektedir.
2. Gebede her baş ağrısı migren
midir?
Migreni olmayan kadınlarda gebelik sırasında migren ortaya
çıkma oranı %2-4 civarındadır. Tüm erkekler ve gebe veya gebe olmayan tüm
kadınlar, daha önce olmayan veya daha önceki ağrılarından tamamen farklı, çok
şiddetli, artan veya süreklilik gösteren, beraberinde başka bozuklukların eşlik
ettiği başağrılarında mutlaka ilgili uzmana danışmalı ve gereken araştırmalar
yapılmalıdır. Gebelik dönemine ait preeklampsi, eklampsi, toksemi gibi
problemlerin ve beyin toplar damar sistemine ait damarlarda tıkanma olması,
anevrizmaya(damar balonlaşması) bağlı olarak beyin zarları arasına kanama gibi
ciddi rahatsızlıkların da başağrısı yapabileceği unutulmamalıdır Gebelerde
görüntüleme tekniklerinden en uygunu magnetik rezonanslı görüntüleme (MR)
olabilir.
Uluslararası başağrısı derneği tarafından belirlenen bazı
kriterlere uyan başağrıları migren olarak tanımlanmaktadır. Bu kriterlerin en
önemlisi yapılan tetkiklerle ağrının vücuttaki veya beyindeki herhangi bir
hastalıkla ilişkili olmadığının gösterilmesidir.
3. Migren hastası kadınların gebelik süresince karşıaşabileciği
problemler nelerdir?
Yapılan çalışmalar migrenli gebelerle
migrensiz gebeler arasında düşük, gebelik toksemisi, doğumsal anormallikler ve
ölü doğum gibi problemler açısından fark olmadığını göstermektedir.Ancak
özellikle şiddetli migren atakları olan veya şiddetli migren atakları gebelik
süresince sık olarak devam eden gebelerde bebeğin gelişimini korumak adına ilaç
seçiminde çok seçici davranılması gerektiği için ağrılı dönemlerde nisbeten daha
zayıf müdahaleler yapılmakta ve bu da gebe için problem olabilmektedir.
4. Gebelikte migren bebeğe zarar verir
mi?
Migrenli ve migrensiz gebelerin bebek gelişimi açısından
yapılan karşılaştırmasında migrenli gebelrin bebeklerinde doğum tartısının biraz
daha düşük olması dışında fark bulunmamıştır. Şiddetli ve uzun migren atakları
olan gebelerde bebek stresi ve su kaybı olabileceği için sıvı takviyesi ve
gerekirse uygun ağrı kesicilerle atak çok uzamadan müdahele edilmesi
önerilmektedir.
5. Bebeğe zarar vermeyen migren
ilacı var mıdır?
Birçok ilacın gebeler ve emziren kadınlarda
etkisiyle ilgili bilgiler, bu gruplarda ilaç çalışmasının bebek sağlığı
açısından uygun olmaması nedeniyle kısıtlıdır. Amerika Birleşik Devletleri(ABD)
gıda ve ilaç uygulamaları kurulu tarafından gebelerde ve emziren kadınlarda
tamamen güvenli olarak tanımlanan bir migren ilacı yoktur. Bazı yurt dışı
merkezlerde (Danimarka) migren ilaçlarını çok sınırlı sayıda hastada nispeten
düşük dozlarda kullanan merkezler vardır. Bu merkezlerin yayınlarında bebeklerde
düşük doğum ağırlığı ve erken doğum dışında yan etki gözlenmediği
bildirilmektedir. Ancak yan etkileri değerlendirmek açısından hasta sayıları
yetersizdir.
6. Gebelikte migreni tetikleyici
faktörler nelerdir?
Sağlıklı bir gebelikte migreni tetikleyen
faktörler açısından bir özellik yoktur. Migren, hormon tedavileri, alkol alımı,
konserve yiyecekler, aspartam(tatlandırıcılarda bulunur), aşırı çikolata veya
eskimiş peynir yemek, öğün kaçırmak, stres ya da stresli dönemi takip eden
dönemler, gerginlik, üzüntü, depresyon, aşırı ışıklı, floresan ışıklı veya
yüksek sesli ortamlar, ani hava değişimleri, yüksek rakım, uykusuzluk, aşırı
uyuma, kafa travması, aşırı fiziksel efor, yorgunluk ve bazı ilaçlarla
tetiklenebilmektedir. Gebelikte de bu tarz tetikleyici durumlardan kaçınılmaya
çalışılması uygun olur.
7. Meditasyon ve yoga
ağrılara iyi gelir mi?
Migren aşırı ve zorlayıcı egzersizlerle ve
gerginlikle tetiklenebilmektedir. Bu nedenle daha çok gevşemeyle rahatlama
temeline dayanan ve zorlayıcı figürleri içermeyen aktivitelerin en azından
ağrıların ortaya çıkışını önlemede faydası olabilir. Ayrıca sağlıklı bir gebelik
için de bu tarz egzersizler önerilmektedir.
8.
Migren krizleri azalmayan gebeler ne yapmalıdır?
Gebelerde ilaç
kullanımı, genelde gebeliğin sağlıklı ve uygun zamanda sonlanmasını sağlamak ve
bebek gelişimini en iyi durumda tutma çabaları nedeniyle kısıtlamalıdır. Fakat
tüm sağlık problemlerinde olduğu gibi fayda-zarar hesapları iyi yapılmalıdır.
Uzun süreli ve sık tekrarlayan migren ataklarının bebek ve gebelik süreci
açısından olumsuz yönleri olacağı açıktır. Böyle durumlarda ABD gıda ve ilaç
uygulamaları kurulunun en az riskli olarak tanımladığı ilaçlarla düşük dozlarda
tedaviye başlanmalı, tedavi süresince bebek gelişimi de daha yakından takip
edilmelidir.