RapunZeL Süper Moderotor
Mesaj Sayısı : 896 Yaş : 33 Nerden : İstanbuL Lakap : *Tavsan Disli* Kayıt tarihi : 02/09/08
| Konu: Mamografi hayat kurtarıyor Cuma Eyl. 05, 2008 9:18 pm | |
| İSTANBUL - Yapılan araştırmalara göre, vücudun başka bölgelerine yayılmadan erken dönemde teşhis edilerek tedavisi gerçekleştirilen meme kanseri vakalarının sadece yüzde 5’i, ilk beş yıl içinde hayatını kaybediyor. Akciğer kanserinin ardından kadınların ölüm nedenleri arasında ikinci sırada bulunan meme kanseri 35-55 yaş arasında daha sık rastlanıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Tıbbi Hizmetler Direktör Yardımcısı ve Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Selçuk Kihtir, meme kanserinin erken teşhisi ve tedavisinin iyi bir merkezde yapılmasının hastanın hayatta kalma şansını artırdığını vurguluyor.
Meme kanserinin multi-disipliner bir bakış açısıyla tedavi edildiğini anlatan Op. Dr. Kihtir, “Meme kanseri diğer kanser türlerine göre daha yavaş ilerliyor ve tümör biyolojisi daha iyi biliniyor” diyor.
Erken teşhisin memeye yapılacak cerrahi müdahalenin boyutunu da küçülttüğünü kaydeden Op. Dr. Kihtir, meme kanseri belirtilerini şöyle sıralıyor: “Memede kitle hissedilmesi, memeden bulanık ya da kanlı akıntı gelmesi, meme başında çekilme, meme derisi üzerinde çekilme, memede büyüme, ödem, kızarıklık ya da derisinin portakal kabuğu görünümünde olması, meme başında iyileşmeyen yara ya da memede daha önceden olmayan, gözle fark edilebilen herhangi bir değişiklik önemli.”
Op. Dr. Selçuk Kihtir, “Nasıl cerrahide alt branşlar oluştuysa bugün radyolojide de alt branşlar oluşuyor. Meme radyoloğu gibi. Biz kliniğimizde böyle bir sistem oluşturduk. Çünkü, meme mamografisini, ultrasonunu okumak özel olmalı” diyor.
EN ETKİN TANI YÖNTEMİ MAMOGRAFİ Meme kanserinin teşhisinde en etkin görüntüleme yönteminin ise mamografi olduğu konusunda uzmanlar görüş birliği sağlamış durumda. Anadolu Sağlık Merkezi radyoloji uzmanları Dr. Ömer Aydıner ve Dr. Tuğser Hakan Doğan; kadınların mamografiden ağrılı bir işlem olduğu düşüncesi ile çekinerek, ultrason veya MR talep ettiklerini belirterek, “Mamografi meme kanseri tanısında altın standart görüntüleme yöntemidir” diye konuşuyor.
ABD’DE 8 KADINDAN 1’İ MEME KANSERİ Dr. Ömer Aydıner, ABD’de 80 yaşına ulaşmış her 8 kadından 1’inde meme kanseri geliştiğini belirterek “Ancak Türkiye’ye ait net veriler yok.” diyor. Hastalığa yakalanmada en önemli risk faktörlerinin; kadın cinsiyet ve ileri yaş olduğunu belirten Dr. Aydıner “Daha önce meme kanseri tanısı almış olmak, ailede meme kanseri tanısı alan kadınların varlığı, erken adet görmek, geç menopoza girmek, çocuk sahibi olmamak veya 30 yaşından sonra çocuk doğurmuş olmak, emzirmemek, beslenme alışkanlıkları ve alkol de riski artıran diğer etmenler” diye devam ediyor.
YATKINLIK YARATAN GENLER Son yıllarda yapılan çalışmalar ışığında meme kanserine yatkınlık yaratan genler de tespit edilmiştir diyen Dr. Aydıner BRCA1 genini taşıyan bir kadının 70 yaşına dek meme kanseri olma riskinin yüzde 85 olduğunu söylüyor. Dr. Aydıner, mamografinin düşük dozda çekilen meme röntgen filmi olduğunu ifade ederek, bu yöntemin 2 amaçla uygulandığını söylüyor: “Herhangi bir belirtisi olmayan kadınlara tarama amacıyla yapıldığı gibi memede akıntı, meme başında çekilme gibi şikayetlerle gelen kadınlara yönelik tanısal amaçlı kullanılmaktadır.”
40 YAŞINDAN SONRA SENEDE BİR
Amerikan Radyoloji Birliği’nin 40 yaşını geçen her kadının senede bir kez tarama amaçlı mamografi çektirmesi tavsiyesinde bulunduğunu kaydeden Dr. Aydıner, şöyle devam ediyor: “Eğer kişinin ailesinde erken yaşta meme kanseri olan kadınların bulunması veya Hodgkin Lenfoma gibi nedenlerle önceden radyoterapiye maruz kalması halinde tarama amaçlı çekimlere daha erken yaşlarda başlanmalıdır.”
AYLIK MEME MUAYENESİ ÖNEM TAŞIYOR Dr. Doğan da ailede bir kişinin 40 yaşından önce meme kanserine yakalanması durumunda, 1. derecede akrabası olan bayanların onun yakalandığı yaştan beş yıl önce mamografi çekimlerine başlaması gerektiğini vurguluyor. Kadınların kendilerini aylık muayene etmesinin önemini belirtiyor. 20-30 yaş arasındaki kadınların her ay kendi muayenelerini yapmanın yanı sıra üç yılda bir bu konuda tecrübeli bir uzman tarafından muayene edilmesinin de gereği üzerinde duruyor. ÇEKİM VE DEĞERLENDİRME ÇOK ÖNEMLİ 40 yaşından sonra ise kişinin yaptığı aylık muayenelerin yanı sıra yıllık doktor kontrolü ve yıllık mamografi incelemesi gerektiği belirtiliyor. Meme dokusunun adet dönemlerinde hormonlardan etkilendiğini kaydeden Dr. Doğan, mamografi çekimi için en uygun dönemin adet bitiminden sonraki hafta olduğunu söylüyor. Bu zaman diliminde memenin daha az hassas olacağını kaydeden Dr. Doğan, “Mamografiyi memenin tüm özellikleriyle topografisini çıkarmak gibi düşünebilirsiniz; asimetriler, yoğunluk dağılımları, doku kompozisyonunda değişiklikler, çok erken dönem kanser belirtisi olabilen mikrokalsifikasyon denilen kireçlenmeler ve eski incelemelerine göre oluşabilecek değişiklikler. Bu nedenle doğru çekim tekniği, zamanı ve doğru değerlendirme ve yorum çok önemlidir” diyor.
KAR ZARAR DENGESİNE BAKIN Dr. Doğan ayrıca iyi bir çekim tekniği için memeyi bir miktar sıkıştırmak gerektiğini ve bayanların en çok bundan yakındığını belirtiyor. Ancak işlemin kazançları göz önüne alındığında, bundan çekinilmemesi gerektiğini söylüyor. Ayrıca alınan radyasyon dozunun oldukça düşük olduğu ve kar/zarar dengesi gözönüne alındığında, kabul edilebilir olduğunu belirtiyor. Dr. Aydıner de, şunları söylüyor: “Çekim sırasında yaklaşık 0.2 Rad dozunda ışın alınmaktadır. Bu da uçakla Amerikanın bir ucundan diğer ucuna seyahat edilirken alınan doza denktir. Bu nedenle kanserin erken tanısı ile elde edilecek yararlar ile kıyaslandığında ihmal edilebilecek bir dozdur.”
DOKTOR MEME RADYOLOJİSİNE HAKİM OLMALI Mamografi cihazının son teknolojiyi kullanan iyi bir cihaz olması, iyi çalıştığı ya da çekilen filmin iyi okunacağı anlamına gelmiyor. Cihazın kalibrasyonu ve rutin kontrollerinin yapılıyor olması kadar mamografiyi değerlendiren uzmanın meme radyolojisine hakim ve bu konuda deneyimli olması gerekiyor.
Dr. Aydıner’in mamografi çektirecek kadınlara iki önerisi daha var; rahat etmek için iki parçalı giysileri tercih edebilirsiniz, deodorant kullanacaksanız pudrasız olmasına dikkat edin çünkü, meme dokusunda kireçlenme yanılgısına neden olabiliyor. Dr. Hakan Doğan da son olarak kadınlara önceki yıllarda çektirdikleri mamografileri mutlaka yanlarında getirmesi çağrısında bulunuyor: “Eski filmleri ile karşılaştırma, mammografik değerlendirmenin oldukça önemli bir parçasıdır. Yıllık takip yapmanın temeli budur. Eski tetkiklerin getirilmesi mammografik değerlendirmenin duyarlılığını arttıracağı gibi, çoğu zaman hastayı gereksiz ek tetkiklerden korur.”
| |
|