Amak-ı Hâyâl
Nasıl mı geçiyor hayat?
Yaşadığım ve yaşadığımı sandığım hiçbir anı unutmadan... Gözyaşı damlalarından kurduğum dünyada yaşayamadığım her şeyi yaşamaya çalışarak birde... Geçmişi canlandıracak yeni sahneler hayal ederek sonra... Sakladığım tüm ağıtlarımı sunabileceğim sım sıcak bağrını açmanı bekleyerek... Kaderimin verdiklerine ve aldıklarına aldırmadan sadece senin varlığını hissetmeye devam ederek... Yeryüzünü yüreğim bilip, her yanını kanatarak ve pişman olduğum gidişimden geri dönmeye çalışarak... Öldürdüğüm herkese yeniden hayat verebilmek için durmadan nefes alarak... Sen var olduğun sürece hayatta kalacağıma yeminler ederek... Yaşamı yeniden sevebilme cesareti dileyerek... Sonunu bildiğim halde çıkmaz yollar arayarak...
Yani seninle, imkan aramakla, aşkla, mutlulukla, umutla, hayatla, samimiyetle, huzurla, merhametle, güvenerek, severek, üzülerek, gülümseyerek...
Gerçek benliğimle, sessizce çığlık çığlığa gelen sevgimin ürpertisiyle...
Gelen giden tüm günleri, tüm gel-gitlerimi, uykusuz uykularımı, güneşle kalkan bedenimin peşine düşmüş başıboş dolaşan ruhumu, sonlanmasını beklediğim savaşsız hayatımı, öldürdüğüm ölümlerimi, umutlarımla çattığım sırat köprülerimi, özleyen bir yanımla ayakta durmaya çalışarak...
Sensizliğin anlamsızlığını anılarla aralamaya çalışmak ve hiç çıkmadığın aklımdan yüreğimden bana sanki yeni gelmişsin gibi seslenişini bekleyerek...
Beklerim hep seni, bakışlarımı sana adadığım deli gözlerimle... Isınmak isteyen içini görmek için... Hadi gidelim kendi yurdumuza diyen bir bakışını yakalamak için gözlerimi gözlerinden ayırmadan... Her zerrene özlemimi katarım rüzgara, arzularımı yollarım sana... Soluk olur girerim içine ta ruhunun en derinlerine... Bunu senden başka hisseden olmaz bilirim... Rüzgarla gelişimi, sana dokunuşumu, dudaklarını hissedişimi, tenini tenime katışımı, bir sen bilirsin ve sadece sen ürperirsin... Sıcak nefeslerimiz karışır birbirine... Yaşamak o andır işte.. Seninle yaşamak... Seni yaşamak... Senin nefesinle yaşamaktır asıl yaşamak...
Bir güneş gibi sararım seni sarılırım sımsıkı... Tek bir vücut oluruz seninle.. Tek bir ten... Tek bir yürek...
Sonra sen gittiğimi sanırsın... Yalnız hissedersin kendini kendinle kalmış sanırsın... Ruhundur ruhuma kattığım yalnızlığın ondandır... Bendedir ruhun ve dokunulmazdır... İkimizde varız bu ortak hayalde ruhlar aleminde...
Ne hayal ne düş bir can var senin içinde benden... Tüm dünya bilse ne bilmese ne... İmkansızlık yok artık o can için... Yalnız bırakmam, geri de almam, kimsesiz büyütüyorum sanma sakın... Senin canın da büyüyor benim ruhumda...
BULENT OZDEMIR