ŞAHMARAN
Şahmaran Fransızca bir kelime ve
yılanların şahı anlamındaki Şah-ı Maran’dan geliyor. Şahmaran figürü bir yılan,
bir ejderhadır. Baş kısmı insan olan, yılanla insanın birleşmesinden meydana
gelmiş doğa üstü bir yaratıktır. Yılan figürleri genelde kötülük ya da
uğursuzlukla ilişkilendirilirse de insan başlı Şahmaran, doğurganlık, bereket ve
bilgeliği sembolize etmiştir. Anadolu’da uğur getirmesi için Şahmaran’ın
resimleri kadınlar tarafından odaların duvarlarına asılmıştır. Pek çok farklı
versiyonda Şahmaran hikayesi bulunmaktadır ama bunlar genelde birbirlerinin
benzeri olup, yer ve kişiler değişikliğe uğramaktadır.
Tarsus Şahmaran’ı
ise iki farklı şekilde anlatıla gelmiş. İnsanların inanışına göre, yılanların
şahı Şahmaran, Tarsus’un 15 km. kuzey doğusundaki bir ortaçağ kalesinde
yaşarmış. Hikayeye göre bütün yılanlar bu kalede kalırmış. Hükümdarları Şahmaran
ise,gözleri kilometrelerce uzağı görebilen,üstün niteliklere sahip bir
yaratıkmış.Bir gün,Tarsus Beyinin dünyalar güzeli kızını hamamda yıkanırken
görmüş ve görür görmezde aşık olmuş.Beyden kızını istemiş ancak bey hem korktuğu
hem de çirkin bulduğu için kızını Şahmaran’a vermek istememiş.Bunun üzerine
Şahmaran, Beyin kızını kaçırmaya karar vermiş. Hazırlıklarını yapıp dünyalar
güzeli kızın hamamda olduğu bir gün buraya gelmiş.Ancak Beyin adamları durumu
fark edip Şahmaran’ı oracıkta öldürmüşler.
Hükümdarlarının öldüğünü duyan
kaledeki yılanlarda şehri basıp bütün halkı sokarak zehirlemiş ve şahlarının
intikamını almışlar. Bu hikayenin diğer versiyonuna göre ise, Tarsus beyi
dermansız bir hastalığa yakalanmıştır. Derdinin ne olduğunu anlamak için gelen
hekimler çaresizlik içinde kalıyorlar, ellerinden hiçbir şey gelmiyormuş. Beyi
tedavi etmek için gelen hekimlerden biri, bu hastalığın devasının Misis
Kalesindeki Şahmeran’ın gözlerini yemek olduğunu söylemiştir. Bunun üzerine
beyin adamları bütün şehri dolaşarak Şahmaran’ı bulmaya çalışmışlar. Uzun süren
aramaları bir sonuç vermemiş. Bey her geçen gün daha da kötüleşiyormuş, bir gün,
daha önce hayatını kurtardığı biri, Şahmaran’a ihanet ederek onun hamamda
saklandığını söylemiş. Şahmaran’ın yerini öğrenen beyin adamları, yılanların
şahını hamamda yakalayıp hemen orada öldürmüş ve gözlerini de beye yedirmişler.
Bey Şahmaran’ın gözünü yer yemez iyileşmiş. Ancak kaledeki yılanlar şehri basmış
ve bütün halkı sokarak öldürmüşler. İşte bu hamamın adı da o zamandan beri
Şahmaran Hamamı olarak kalmış, Tarsus’un Şahmaranı böyle hüzünlü bir efsaneye
konu olmuş maalesef.