hainsin gözlerin kadar
sokağımız taş dökümlü zeytinler nefti
asvaltta ayak izlerin
ayak izlerinde aynı keder
derin kahve ve kadim
üşütme tutan geceler
nasılsa gelirsin dedim önce
dönersin diye sabahları ve akşamları
kutsanmış aşk şiirleri biriktirdim bekledim
kin kusan bahar
ellerinin yoksulluğuna benzer
sözlerin anlamsız
ve uzaksın bir samanyolunda
yitirilmiş ışık topu
hainsin gözlerin kadar
bulamadım kaçırılmış bir ana benzer
kaçırılmış bir sarılma bir kavuşma anında dökülen
bir kaç damla göz yaşı
aynı resmi yeniden sevdirsen bana
aynı ürkek gelişlerini
ve ürkek adımlarla dönüşünü yeniden
ah dönüp baksaydın ardına bir kez
nasıl bırakıp beni burada
anlamsız kederlere
bilinmez adreslere
şüpheli ölümlere