1.. Serbest dolaşım çıkar . İyi bir eğitimi ve geçerli bir işi olmayanların
hepsi (İpini koparanlar) çil yavruları gibi Avrupa'nın dört bir yanına dağılır
.
2.. Hide Park'ta Türk usulü piknik yapar. (5 aile, 28 çocuk, kamyon,
kebap, rakı, çiğ köfte, pijama, atlet, ip, top, tüp, çaydanlık, buz kabı,
karpuz, tavla, okey, haşlanmış yumurta ve patates, pet şişe, naylon poşet,
arabesk, gürültü ve kavga)
3.. Versailles Sarayının önünde seyyar
satıcılık yapar.(Salatalık, lahmacun, simit v.s.)
4.. Wembley stadyumunun
girişinde seyyar köfteci açar.
5.. Çocuklar trafik ışıklarında cam siler,
mendil satar.
6.. Metro istasyonu girişlerinde kokoreç yapıp satar.
Sakatat yasağını takmaz. Kolluk kuvvetlerinden koşarak kaçar. Kaçamazsa rüşvet
vermeye çalışır.
7.. Lourvre müzesinde kapkaççılık yapar.
8..
Chapms Elises Bulvarı'nda düğün konvoyu yapar.
9.. Çeşitli alanlarda
mafyalar oluşturur. Devlet arazilerini Türklere satar.
10.. Mafyadan
aldığı arazilere gecekondu yapar. Gecekondularda inek, koyun, tavuk ve kaz
besler. Kurduğu mahalleyi kurtarılmış bölge ilan eder.
11.. Yere tükürür.
Kendini uyaran vatandaşı döver. Yakalandığında ise polise sürekli "abi !" diye
hitap eder.
12.. Galatasaray Avrupa kupalarında başarı elde ettiğinde
kutlama konvoyu yapar. Havaya ateş açar ve birkaç Avrupa vatandaşı için "Kim
vurduya" tur ayarlarlar.
13.. Sanki asırlardır oradaymış da diğerleri
yeni gelmiş ve kendisini rahatsız ediyormuş gibi davranır.
14.. Bir fast
food'da yanındaki kız arkadaşına baktığından şüphelendiği adamı
döver.
15.. Yenebilecek her şeye içinde domuz eti oluğu şüphesiyle
bakar.
16.. Avrupalı tüm kadınlara şırfıntı gözüyle bakar ve günde 25
kadına sarkıntılık eder. Sonunda Avrupalı zannettiği bir Türk kızının
ağabeylerinden dayak yer. Yaraları iyileştikten sonra aynı kızla çıkmaya
başlar.
17.. Kızlar bir Avrupalı ile evlenebilmek için kırk takla atar.
Babaları izin vermeyince evden kaçar. Babaları polisi arar. Kız 18 yaşından
büyük olduğu için polis babayı pek sallamaz. Baba kendi işini kendi görmek ister
ve herifin kardeşini öldürerek kan davası çıkarmaya çalışır.
18..
Arabasıyla caddelerde turlarken İbo'nun kasetini yüksek sesle çalarak kız
tavlamaya çalışır.
19.. Evde bulgur pilavıyla beslenmeye çalışır ve tüm
imkanlarını bir Mercedes sahibi olmak için seferber eder.
20.. Türkiye'ye
gelip geri dönerken bir minibüs dolusu besin maddesi götürür. Sucuk ve
pastırmaları halk sağlığına aykırılığı nedeniyle gümrükte terk eder. Terk
etmeden önce iki saat süreyle arbede çıkarır.
21.. Seyyar lahmacun
sattığı mahalleye servis yapan pizza dağıtıcısını döver. Olaya polis karışırsa
başka bir gün tüm aşiretiyle gelip pizza dükkanını dağıtır.
22.. Kurban
bayramlarında kamuya ait yerlerde kurban keser. Kan gövdeyi götürür.
23..
"Yok canım abarttın. Şu anda yurt dışında olanlar bu saydıklarının çoğunu
yapmıyorlar ki" diye milletini savunanlar, o günler geldiğinde Türklerin
Avrupa'da kanun, kitap dinlemeyecek kadar çoğunluk olacağını göz ardı
ederler.
24.. Türkiye'nin nüfusu 16 milyona İstanbul'un nüfusu 1 milyona
düşer. Refah seviyesi ve toplumsal kalite son haddine kadar yükselir. Kimse
kimsenin malına, namusuna yan gözle bakmaz. Türkiye'de kalmış olanlar, dini
bayramlarda ve yaz tatillerinde Avrupa'ya kaçarak Türkiye'nin sakinleşmesini
beklerler.
25.. Türkiye'de eğitim seviyesi %98 üniversite düzeyine
yükselir. İşsizlik kalmaz. İşçi ithaline başlanılır. Çevre kirliliği sıfıra
düşer. Sanat ve kültür yurdun her köşesine yayılır. Arabesk sanatçıları iş
alanlarını Avrupa'ya kaydırır. Turizm patlar.
26.. Ülkemiz temiz, sakin
ve yaşanası bir memleket olur. Siyasi tartışmalar konuşma platformunda
kalır.
27.. Hayal gücü iyi çalışan okuyucular bir bu kadar daha madde
üretir.
Yaaa ! Dostlar . İşte böyle . Bundan sonra kimse "Biz Müslüman
bir ülkeyiz; Avrupalılar bu yüzden bizi AB'ne almıyorlar" ya da "Türkiye'de
demokratikleşme sağlanamadı; onun için giremiyoruz AB'ne" savunmalarını yapmasın
. Çünkü alakası yok . İşte yukarıda sayılan maddeler yüzünden giremiyoruz AB'ne.
Onlar yeni bir İstanbul olmaktan korkuyorlar . Kendi milletini tanımayan
bazıları da hemen işi siyasi ve dini nedenlere dayandırıyorlar. "Yahu bir
beceremediler şu AB'ne girmeyi" diye siyasetçileri suçluyorlar. Zavallı
siyasetçi ne yapsın. Eldeki malzeme bu. AB'ne girer miyiz, girmez miyiz bilinmez
ama fırsat bu fırsat, Avrupalılar Türkiye'deki bazı aksaklıkları gidermek için
türlü şartlar sürüyorlar ortaya. Devlet seviyesinde çözülmesi gerekenlere
eyvallah. Elbet çözülür ama ya bireyler ? Yani yukarıda anlatılanlar. Onu
çözecek babayiğit ne Türkiye'de var ne Avrupa'da. Yoksa AB adam olana çocuk
oyuncağı ama biz adam olamadık ki.