YıLdız Foruma HoşgeLdiniz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
YıLdız Foruma HoşgeLdiniz

iyi vakit geçirmeniz diLeğiyLe
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Voleybolcu kiz

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
RapunZeL
Süper Moderotor
Süper Moderotor
RapunZeL


Kadın Mesaj Sayısı : 896
Yaş : 33
Nerden : İstanbuL
Lakap : *Tavsan Disli*
Kayıt tarihi : 02/09/08

Voleybolcu kiz Empty
MesajKonu: Voleybolcu kiz   Voleybolcu kiz EmptyÇarş. Eyl. 03, 2008 1:17 pm

Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.

Okul salonundaydı maç.Tribünsüz, minik bir salon..
Seyircilerle,
oyuncular arasında, sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar..

Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu
takımda..
Hoşlanmıştı, fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi
daha hissetti.
Uzun zamandan beri maçı değil, o güzel kızı izlediğini..

Kız servis atarken hemen önünden geçti.
Göz göze geldiler.. Kız
gülümsedi.. Delikanlı, çok popülerdi o yıllarda..
Kız onu tanımış olmalıydı.
Kim bilir, belki kız da ondan hoşlanmıştı..
Belki de delikanlı öyle olmasını
istediði için ona öyle gelmişti..
Set değişip, takım karşıya
gidince, delikanlıda yerini değiştirdi, o da karşıya gitti..
Üçüncü sette
tekrar eski yerine döndü.. Kızda gidiş gelişleri fark etmişti galiba..
Bir
defa daha gülümsedi. Manidar..�Anladım� der gibi bir gülümseyişti bu..

Delikanlı o hafta boyu hep bu dünyalar şirini kızı düşündü..
Pazar günü,
sabahın köründe kalktı, erkenden oynanacak maçı,
Ne maçı canım, o dünyalar
şirini kızı görmek için..
Delikanlı artık kızın hiçbir maçını kaçırmıyordu..
Dahası..
Ankara Koleji�nin her dağılış saatinde, okul civarında oluyordu,
onu bir kez daha görmek için.. Karşılaştıklarında, hafif çok hafif bir
gülümseme, çok minik bir baş eğmesi ile selamlaşır olmuşlardı..
Bir
defasında, yaptığına sonra kendisi de günlerce güldü..
O gün gene tesadüfmüş
gibi, okul dağılımı kızın karşısına çıkmış
Gülümseyerek selamlamış, sonra
arka sokaklara dalıp,
Yıldırım gibi koşarak, bir blok ötede gene karşısına
çıkmıştı.. Kız bu defa, iyice gülmüştü..
Karşısında, sözüm ona ağır ağır
yürüyen, ama nefes nefese delikanlıyı görünce..
Delikanlı, voleybol
takımının kaptanını iyi tanıyordu. Arkadaştılar.
Sonunda bütün cesaretini
topladı, kaptana açıldı.. O kızdan fena halde hoşlanıyordu.
Galiba kız da
ona karşı boş değildi. Bir yerde, bir şekilde tanışmaları gerekiyordu..
O
zamanlar, bu işler böyle oluyordu çünkü.. Kaptan: �Tabii� dedi..
�Bu hafta
sonu güzel bir konser var. Biz onunla gitmeye karar vermiştik zaten.
Sen de
gel. Hem konseri birlikte izleriz, hem de tanışırsınız..�
�Mutluluk işte bu
olmalı� diye düşündü delikanlı.. �Mutluluk işte bu..�
Ve konser gününe kadar
geceleri hiç uyuyamadı.. Konser gününü de hiç ama hiç unutmadı..
O ne
heyecandı öyle.. Konserin verildiği sinemanın kapısında tanıştılar..
El
sıkıştılar.. O güzel ele dokunduğu anı da hiç unutmadı delikanlı..
Kaptan,
salona girdiklerinde, ustaca bir manevra daha yaptı.
Delikanlı ile dünyalar
şirini kız yan yana düştüler. İnanamıyordu delikanlı..
Onunla nihayet yan
yana oturduğuna, onun sıcaklığını hissettiğine,
Onun nefesini duyduğuna
inanamıyordu..
Biraz önce tanışırrken tuttuğu el, bir karış ötesinde
öylesine duruyor,
Delikanlı, sahnede dünyanın en romantik şarkısı
söylenirken ki,
O an dünyanın bütün şarkıları dünyanın en romantik
şarkısıydı ya,
O eli tutmak için öylesine büyük bir arzu duyuyordu ki
içinde.. Ama uzatamıyordu işte elini..
Her şey böyle iyi giderken, yanlış
bir hareketle, onu ürkütebileceğinden,
İncitebileceğinden öylesine
korkuyordu ki.. Sonunda dayanamadı, sanki kolu uyuşmuş gibi, uzattı..
Kolunu
kızın koltuğunun arkasına koydu.. Kızın omzuna değil.. Koltuğun üzerine..

Sonra kız arkaya yaslandı. Birkaç saç teli, delikanlının elinin üzerine
dokundu..
Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu artık genç adamın..

Dünyalar şirini kızın saçları eline dokunuyordu çünkü.. Konserden çıkarken,
kız, şakalaştı..
�Sizi her maçımızda görüyoruz. Alıştık nerdeyse.. Yarın
Adana�da maçımız var..
Gözlerimiz sizi arayacak..� Hayır, aramayacaktı..

Delikanlı o anda kararını vermişti çünkü.. Cebinde onu otobüsle Adana�ya
götürüp getirecek,
Hatta öğle yemeğinde bir de Adana kebap yedirecek kadar
para vardı..
Gece yarısı kalkan otobüse bindi.. Sabah erkenden Adana�ya
indi.
Maç saatine kadar başı boş dolaştı. Salona erkenden girdi,
En ön
sıraya tam servis köşesine en yakın yere oturdu..
Takımlar sahaya çıkarken,
salondaki en heyecanlı seyirci oydu. Maç falan değildi sebep tabii..
İlk
sette kız farkında bile değildi onun.. Nerden olsundu ki.. İkinci sette öbür
tarafa gittiler..
Döndüklerinde, üçüncü sette kız fark etti
delikanlıyı..
Yüzünde çok ama çok şaşkın bir ifade, biraz mutluluk, birazda
gurur vardı sanki..
Ankara�nın hele Kolej�de çok popüler bu delikanlısının
onun için ta oralara geldiğini bilmenin gururu..
Maç bitti. Kız soyunma
odasına, delikanlı garajlara gitti. Tek kelime konuşmadan..
Konuşmaya
gelmemişti ki..Kız �Keşke orada olsaydın demişti. O da olmuştu işte..
Hepsi
o.. Ona o kadar çok şey söylemek istiyordu ki aslında..
Bir gün üniversite
kantininde gazete okurken, iç sayfalarda bir şiire rastladı.
Daha doğrusu
bir şiirden alınmış bir dörtlüğe.. Söylemek istediği her şey bu dört satırda
vardı sanki..
Bembeyaz bir karta yazdı o dört satırı.. Öğleden sonrayı zor
etti, Kolejin önüne gitmek için..
Kızın karşıdan geldiğini gördü. Koşarak
yanına gitti.
�Bu sana� diye kartı eline tutuşturdu ve kayboldu ortadan,
kız, dizeleri okurken..
�Ne hasta beklerdi sabahı
Ne taze ölüyü mezar

Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar!..�
Ertesi gün öğleden
sonra, tarif edilemez heyecanlar içinde Kolej�in önündeydi gene..
Kız
karşıdan geliyordu.. Bu defa yanında arkadaşları yoktu.
Yalnızdı..
Yaklaştığında işaret etti delikanlıya.. Gözlerine inanamadı genç
adam..
Onu yanına mı çağırıyordu yoksa.. Evet, çağırıyordu işte.. Kalbinin
duracağını sandı yaklaşırken..
�Sana bir şeyler söylemek istiyorum� dedi
kız.. O da heyecanlıydı, belli..
�Bak iyi dinle.. Dünkü satırlar için çok
teşekkürler.. Herhalde hissettin, ben de senden hoşlanıyorum.
Ama senden
evvel tanıdığım birisi daha var. Ondan da hoşlanıyorum ve henüz karar veremedim,
Hanginizden daha çok hoşlandığıma.. Ve de şu anda, onu terk etmem için bir sebep
yok.�
�O zaman karar verdiğinde ve de eğer seçtiğin ben olursam, hayatında
başka kimse olmazsa, ara beni� Dedi delikanlı ikiletmeden.. Ayrıldı kızın
yanından..
Bir daha voleybol maçına gitmeden, bir daha okul yolunda önüne
çıkmadan..
Bir daha onu hiç görmeden..
Yıllarca sonra Levent�in
söyleyeceği şarkıdaki Sezen�in sözlerini o, o zaman biliyordu sanki.
Aşk
onurlu olmalıydı.. Günlerce, haftalarca, aylarca bekledi..
Tıpkı, kıza
verdiği o dörtlükteki gibi bekledi..
Hastanın sabahı, seytanın günahı
beklediği gibi bekledi.. Heyecanla bekledi. Hırsla, arzuyla bekledi. Umutla,
umutsuzlukla bekledi. Bazen öfkeyle bekledi.. Ama bekledi..
Başka hiç
kimseye bakmadan, başka hiç kimseyi bulmadan bekledi.
Bir gün bir şiir
antolojisinde şiirin tamamını buldu.. İki dörtlüktü şiir aslında..
İlki kıza
verdiği.. Bir ikinci dörtlük daha vardı o kadar..
O dörtlüğü de bir kartın
arkasına dikkatle yazdı.. Cebine koydu..
Bekleyiş sürüyor, sürüyordu..

Okullar kapandı, açıldı.. Aylar, aylar geçti.. Bir gün delikanlı kızı aniden
karşısında gördü..
�Günlerdir seni arıyorum� dedi kız. �Günlerdir seni
arıyorum. İşte sana haber..
Artık hayatımda hiç kimse yok!..�
�Yaa� dedi
delikanlı.. �Yaa� dedi sadece..
Kalbi heyecandan ölesiye çarparken, aylardır
ölesiye beklediði an gelip çatmışken,
Ağzından sadece bu ses
çıkmıştı..
�Yaaa!..�
Cebinde artık iyice eskimiş kartı uzattı kıza..

�Sana bir şiirin ilk dörtlüğünü vermiştim ya bir gün� dedi.. �Bu da ikinci
ve son dörtlüğü onun..�
Sonra yürüdü gitti, arkasına bile bakmadan.. Kız
dizelere bakarken..
�Geçti istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni.

Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar!..�
Aradan yıllar, çok
ama çok uzun yıllar geçti. Delikanlı bugün hâlâ düşünüyor..
O uzun, çok uzun
bekleyiş aşkını öldürmüş müydü, acaba?.
Ya da beklerken, ölesiye beklerken
hayalinde öylesine bir sevgili yaratmıştı ki,
Artık yaşayan hiç kimse bu
hayali dolduramazdı.. O sevgilinin kendisi bile..
Hayalindekini yaşatmak
için mi, yaşayanı silmişti yani?.. Yokluğunda bulmak bu mu demek oluyordu?..

Ya da.. Ya da..
Bir şiirin romantizmine mi kapılmış, bir delikanlılık
jesti uğruna, mutluluğunun üzerinden öylece yürüyüp gitmişti, acaba?

Delikanlı bu soruların yanıtını bugün hâlâ bilmiyor..
Bilmediğini de en
iyi ben biliyorum.. Çünkü, delikanlı..
Bendim..!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.yildizforum.yetkinforum.com
 
Voleybolcu kiz
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
YıLdız Foruma HoşgeLdiniz :: Aşka Dair Herşey :: Aşk Hikayeleri-
Buraya geçin: