JeLyßonn_ Vip Üyesi
Mesaj Sayısı : 493 Yaş : 27 Nerden : Tom Nérdé bn Ordha xD [AdaNa] Lakap : D3Ly DéLy xD Kayıt tarihi : 02/09/08
| Konu: Karın Rengi Beyazdır Çarş. Eyl. 03, 2008 5:24 pm | |
| Geceden tüm televizyonlar karın şiddetle yağacağını haber vermişti. Bu haberle uyanan Mert sabah başucuna gelen annesinin sesini fark eder etmez pencereden dışarıya baktı. Bakar bakmaz da yüzünde annesinin içini ısıtan o tebessümü belirdi. Taneler kocaman kocaman yere süzülüyordu, sonrada kaybolup gitmiyordu. " nasıl bu kadar çok oldukları halde birbirlerine değmiyorlar anne? " diye sordu. Annesi mutlu oğlunun yüzüne bakıp başından öptü. " gel bunu sana sıcak bir kakao yaparken anlatayım " dedi. Anne oğul karşılıklı oturdular. Birinin elinde sıcak çay, diğerinin elinde kakao, sıcacık evlerinin penceresinden karın muhteşem görüntüsüne baka baka sohbet ettiler. Kar, Mert ile annesi için mutluluktu, ailecek geçirilecek güzel bir gündü.
Bir de Ali vardı, oturduğu yer Mert'inkine çok uzaktı. Evi de Mert'in evine hiç benzemiyordu. Ali pencereden baktığında orada da kar yağıyordu. Aynı Mert'in olduğu yerdeki gibi. Kocaman, lapa lapa ve birbirine değmeden... Ali'nin yüzü gülmedi kar yağınca. Gene hava soğuk olacaktı ve gene üşüyeceklerdi evlerinde. Kar yağdığında çıkıp dışarıda oynarım diye düşünmedi Ali. Hele de kardan adam yapmak aklına hiç gelmedi. Onun su geçirmeyen ayakkabıları da yoktu. Dışarı çıktığında üşümeyeceği, onu soğuktan koruyacak kıyafetleri de... Zaten üşümek için dışarı çıkması da gerekmiyordu, evi doğru dürüst ısınmıyordu ki. Kar yağınca annesiyle karşılıklı oturup sohbet etmiyorlardı belki ama anacığının sıcacık koynuna girip ısınmak, soğuk havanın en güzel yanıydı Ali için. Tabii diğer kardeşlerinden fırsat bulabilirse. Ama gene de karı hiç sevmedi Ali. Çünkü günlük yevmiye ile çalışan babası için işsizlik demekti kar. Ali’nin annesi bugün ne yemek pişireyim diye düşünmedi, acaba bugün yemek pişirebilecek miyim diye düşündü sıklıkla. Kar, Ali’nin annesi için soğukta üşümek, işsizlik ve çaresizlikti.
Mert’in Ali’den hiç haberi olmadı. Kimse ona böyle konulardan bahsetmedi, gerek duymadı. Mert’in televizyonda izlediği dizilerde de hayatlar hep güzeldi, şaşaalıydı. Herkesin her şeye yetecek parası vardı. Evler kocamandı, güzeldi.
Ali ise küçük olmasına rağmen kendi yaşadığı hayatın dışında bir hayatın oluğundan haberdardı. Bazen teyzesinin evine giderlerdi ailecek, onların televizyonları vardı. Teyzesine gitti mi hiç kalkmazdı televizyonun önünden Ali. En çok da dizileri severdi. Çünkü o dizilerde kimse çocuklarına “ alamayız yavrucum “ diye cümle kurmazdı. Bir keresinde Ali gene bu dizilerden birini izlerken annesine, “ Neden yemeklerini bitirmeden sofradan kalktılar, halbuki buradan bakınca bile çok lezzetli görünüyorlar “ diye sordu.
Ali ile Mert’in evleri yakınlaşabilirdi. Ancak bunu düşünemeyecek kadar kendisiyle yoğun olanlar vardı, bu evlerin yakınlaşmasını hayal bile etmekten uzak olanlar. Zaten onlar önce kendi hayallerini törpülediler, sonrada başkalarının hayallerini.
Oysa Ali’nin de Mert’inde penceresinden bakıldığında kar beyaz yağıyordu… | |
|