Aslında aşk yok... Ya da var. Kim tanımlayabilmiş, kim
doğrusunu bulmuş?..
Görmüş geçirmiş, epeyce yaşamış kişiler diyorlar ki,
insanın yaşamına bir sürü kişi girer; hatta belki aynı anda iki-üç kişi birden
vardır. Ama bunca kişi arasında birkaçı için farklı duygular taşırsınız.
Ötekiler sıradandır, birkaç kişi farklıdır, işte bu aşktır. Peki, öyle olsun ama
neden bu birkaç kişi farklı? Bunun yanıtı yok. Çevrenizde karşı cinsten pek çok
kişi vardır; hoşturlar, yakışıklıdırlar, size karşı çok iyidirler, ama belki de
siz en az hoş olanına, size en az iyi davrananına ilgi duyarsınız. Sevişmek ve
öpüşmek yani dokunmak bile, onunla farklıdır. Neden? Fizikten mi kimyadan mı?
Ben bilemiyorum nedenini, bir bilen olduğunu da hiç sanmıyorum. Nasıl
anlayacağız peki âşık olduğumuzu, hangisinin "farklı" olduğunu?
Şöyle:
* Yanınızdaki kişi horluyorsa, kaçıp gitmek veya onu tekmeleyip
yumruklamak, gırtlağını sıkmayı istemek gibi duygular yerme, hafifçe dokunup
öperek onu uyandırıyorsanız, bu aşktır.
* Aşık olduğunuz kişinin bir
başkasıyla daha birlikte olduğunu öğrendiğinizde, hemen onu terketmek yerine ne
yapalım, bundan böyle poligam yaşayacağız demek ki diye düşünmüşseniz, bu
aşktır.
* Yemek yapmaktan nefret ettiğiniz halde, sevdiği bir yemeği hiç
sıkılmadan pişiriyorsanız, bu aşktır.
* Ondan telefon beklerken yapmanız
gereken işe konsantre olamıyor, bir kitaptaki cümleyi üç-dört kez okuyor, evden
çıkamıyorsanız, bu aşktır.
* Seviştikten sonra hemen kalkıp giyinip eve
gitmeyi ya da onun kendi evine gitmesini istemiyor da birlikte uyumayı
istiyorsanız, bu aşktır.
* Gitmeyi çok arzuladığınız bir konser ya da
bir eğlenceden, o istemiyor diye vazgeçiyorsanız, bu aşktır.
* Akşamı
nasıl geçireceğinizi düşünürken, önceliği ona bırakıyor, ancak o olmadığında
başka şeyler yapıyorsanız, bu aşktir.
* Uzun zamandır unuttuğunuz bir
duyguyu, örneğin özlem duygusunu, yeniden anımsamıssanız, bu aşktır.
*
En sevdiğiniz tatlıdan, yarısını değilse bile bir kaşık da ona verebiliyorsanız,
bu aşktır.
* Onunla birlikteyken, işkembe çorbasını sarmısaksız
içiyorsanız, bu aşktır.
* O, aşırı durumda nezle, öksürük ve gripken,
geceyi onunla birlikte geçirmeyi başarabiliyorsanız, bu aşktir.
* Orgazm
olamadığınız zamanlarda sinirlenmiyor, ona sarılıp uyumaktan da o ölçüde keyif
alıyorsanız, bu aşktır.
* O asık suratlı, yorgun, sıkıntı içinde, hiç
konuşmadan, gülmeden, sizinle ilgilenmeden oturduğu halde, siz de onun yanında
uslu uslu oturup, o geceki partiyi kaçırdığınız için ah vah etmiyorsanız, bu
aşktır.
* Tek eşlilikten hoşlanmadığınız, poligamiyi savunduğunuz halde
birdenbire tek eşli oluvermişseniz, bu aşktir.
* Burnunda çıkan koca
kırmızı sivilcenin onun güzelliğini bozmadığını düşünüyor, hatta arada bir
uzanıp o sivilceyi öpüyorsanız, bu aşktır.
* Bir sevişme sırasında
canınızı acıtınca, içinizden okkalı bir küfür savurmuyor, o can acısı sonucunda
bedeninizde oluşan morluklara sevgiyle, arzuyla bakıyorsanız, bu aşktır.
* Yurt dışı gezilerinizde elinizde kalan son para ile kendinize parfüm
alacak yerde, ona after-shave alıyorsanız, bu aşktır.
***
İşte böyle... Bazı kavramlara aşırı anlam yüklememek gerekir. Eğer bu
anlattıklarımın birini, birkaçını ya da tümünü tanıyorsanız, işte o aşktır. Daha
fazlasını ne yapacaksınız ki? Keşke herkes bu duygulan tadabilse.